Faruk İsmi Nereden Gelir? Öğrenmenin Dönüştürücü Gücü Üzerine Pedagojik Bir Yolculuk Bir Eğitimcinin Kalbinden: Öğrenmek, Dönüşmektir Eğitim, yalnızca bilgi aktarmak değildir; bir bakış açısını, bir anlam arayışını paylaşmaktır. Öğrencilerime her zaman söylerim: “Bir kavramı öğrenmek, dünyaya yeni bir gözle bakmaktır.” Faruk isminin kökenini araştırmak da böyle bir öğrenme deneyimidir. Çünkü bir isim, yalnızca bir kelime değil; tarih, kültür, inanç ve insanlık birikiminin yansımasıdır. Öğrenme kuramları açısından bakıldığında, bu tür bir sorgulama süreci hem bilişsel hem de duygusal katmanları harekete geçirir. Konstrüktivist yaklaşıma göre, birey bilgiyi dışarıdan almaz, kendi zihinsel yapısında yeniden inşa eder. Dolayısıyla “Faruk ismi nereden gelir?” sorusu, aslında…
Yorum BırakÜnlü Bilgi Durağı Yazılar
Aday memur görevlendirme isteyebilir mi? Güç, kurum ve vatandaşlık ekseninde siyasal bir okuma Bir siyaset bilimci olarak her zaman şu soruyla başlarım: Devletin içinde kim kime ne kadar söz geçirebilir? Güç, sadece emir verenin elinde midir; yoksa rızayı üreten yapılar mı asıl iktidar alanıdır? “Aday memur görevlendirme isteyebilir mi?” sorusu, ilk bakışta teknik bir bürokrasi detayı gibi görünür; oysa derinlemesine incelendiğinde, bu soru iktidar, kurum kültürü, ideolojik aidiyet ve vatandaşlık bilinci üzerine güçlü bir tartışma başlatır. Kurumlar ve iktidar arasındaki ince çizgi Aday memur, henüz devletin tam bir üyesi sayılmaz; o, sistemin kapısında bekleyen, kurumsal kimliğe “aday” olan bireydir. Bu…
6 Yorum1 kg Kaç KGF Eder? Antropolojik Bir Bakış Bir Antropoloğun Meraklı Girişi Bir antropolog olarak dünyayı anlamaya çalışırken, çoğu zaman yalnızca insan davranışlarına değil, aynı zamanda insanların dünyayı anlamlandırma biçimlerine de odaklanırım. “1 kg kaç KGF eder?” gibi teknik bir soru, ilk bakışta sadece fiziksel bir ölçü birimi tartışması gibi görünür. Ancak, bu sorunun arkasında insanın doğayla kurduğu ilişki, ölçü kavramının kültürel kökenleri ve güç, ağırlık, denge gibi sembolik anlamlar yatar. Antropoloji, sayıları bile kültürel bir bağlamda okur. Çünkü her ölçü, bir toplumun doğayı kontrol etme, anlamlandırma ve sınıflandırma biçiminin bir yansımasıdır. Ölçü Birimleri ve Kültür: Ağırlığın Anlamı İnsanoğlu, tarih…
8 YorumKhai Ne Anlama Gelir? Ekonomi Perspektifinden Bir Değerlendirme Kaynakların Sınırlılığı ve Seçimlerin Sonuçları Ekonomi, temelde insanların sınırlı kaynakları en verimli şekilde kullanabilme sanatıdır. Kaynaklar sınırlıdır, ancak insanların ihtiyaç ve istekleri sonsuzdur. Bu durum, her bireyin ve toplumun karşılaştığı temel ekonomik sorunlardan biridir: Kaynakları en iyi şekilde nasıl tahsis ederiz? Kararlarımızın her biri, bir seçim ve bu seçimin ekonomik sonuçları vardır. Bu bağlamda, “khai” terimi, aslında bize bu ekonomik seçimlerin ve toplumsal etkilerinin sonuçlarını düşündürmektedir. Peki, khai ne anlama gelir ve bu terim ekonomide hangi bağlamda karşımıza çıkar? Khai, genellikle yatırım dünyasında ve ekonomik analizlerde karşımıza çıkan bir terimdir. Ancak, bu…
6 YorumToplumsal Etkileşimde “Gönderici-Alıcı” İlişkisi: İletişimin Görünmeyen Sosyolojisi Toplumsal yaşamın en temel dinamiklerinden biri iletişimdir. Her söz, jest, paylaşım ya da sessizlik bir gönderi eylemidir; her dinleme, göz teması ya da tepki de bir alıcılık biçimi. “Gönderici alıcı nasıl yazılır?” sorusu, yalnızca bir iletişim modeli meselesi değil, aynı zamanda insanın toplum içindeki yerini, rollerini ve kimliğini anlamamıza yardımcı olan sosyolojik bir sorudur. Bir araştırmacı olarak gözlemlediğim şey şu: İnsanlar arasındaki mesaj akışı yalnızca bilgi değil, aynı zamanda güç, duygu ve anlam aktarımıdır. Bu aktarımın biçimi, toplumsal yapının nasıl kurulduğunu ve bireylerin bu yapı içinde nasıl konumlandığını gösterir. İletişimin Sosyolojik Zemini: Gönderici…
Yorum BırakVasıl Eyle Ne Demek? Bir Kavramın Yolculuğu Bazen duyduğumuz bir ifade, bizde merak uyandırır. “Vasıl eyle” de bunlardan biri. Osmanlı Türkçesinden günümüze kadar taşınan bu ifade, hem dilimizin zenginliğini hem de kültürümüzün derinliklerini gösterir. Bugün sizlerle bu ifadenin ne anlama geldiğini, hangi bağlamlarda kullanıldığını ve günlük hayata nasıl dokunduğunu veriler, hikâyeler ve örneklerle birlikte keşfetmek istiyorum. “Vasıl” Kelimesinin Kökeni “Vasıl” kelimesi, Arapça kökenli olup “ulaşmak, erişmek, kavuşmak” anlamına gelir. Eski metinlerde sıkça karşımıza çıkan bu kelime, bir hedefe ulaşmayı veya bir yolculuğun tamamlanmasını ifade eder. “Eyle” ise Eski Türkçeden günümüze uzanan bir yardımcı fiildir ve “yap, kıl, gerçekleştir” gibi anlamlar…
6 YorumGirişimci Tanımına Göre Girişimcilik Nedir? Psikolojik Bir Mercekten Analiz Bir psikolog olarak, insan davranışlarını çözümlemek hep ilgimi çekmiştir. Ancak, girişimcilik gibi risk ve belirsizlikle şekillenen bir yolculuğu incelemek, farklı bir psikolojik boyuta sahip. Girişimciliğin yalnızca bir iş kurma süreci olmadığını, aynı zamanda derin psikolojik dinamiklerle şekillenen bir süreç olduğunu fark ettim. Peki, bir girişimci olmanın arkasındaki psikolojik güçler nelerdir? İnsan davranışlarının bu karmaşık yolculuk üzerindeki etkilerini keşfetmek için, girişimciliği bilişsel, duygusal ve sosyal psikoloji boyutlarıyla ele alalım. Girişimcilik ve Bilişsel Psikoloji: Karar Alma ve Risk Algısı Bilişsel psikoloji, insan beyninin düşünme, algılama ve karar verme süreçlerini anlamaya odaklanır. Girişimcilik de…
8 YorumEkzotropya Hangi Sinir? Toplumsal Yapılar ve Bireylerin Etkileşimi Üzerine Bir Sosyolojik İnceleme Toplumsal Yapıları Anlamak: Birey ve Toplum Arasındaki Etkileşim Sosyolojinin en ilgi çekici yönlerinden biri, bireylerin toplumsal yapılarla olan etkileşimini anlamaya çalışmak ve bu etkileşimin nasıl şekillendiğini keşfetmektir. Her birey, içinde bulunduğu toplumun normlarına, kültürel pratiklerine ve değerlerine göre şekillenir. Ancak bu şekillenme sadece toplumsal yapılarla sınırlı kalmaz; bireylerin davranışları ve dünya görüşleri de, bu yapıların içinde sürekli bir etkileşim halindedir. Bu yazıda, oldukça teknik bir konu olan ekzotropya ile toplumsal yapılar arasındaki ilişkiyi irdelemeye çalışacağım. Ekzotropya, göz kaslarının düzgün çalışmaması sonucu gözlerin paralel olmaması durumudur. Ancak burada teknik…
Yorum BırakSelef Ne Demek Osmanlı? Bir Kelimenin İzinde Geçmişle Kurulan Köprü Sıcak bir sonbahar öğleden sonrasıydı; size bir hikâye anlatmak istiyorum. İstanbul’un taş merdivenlerinde yankılanan adımlarım beni yine aynı yere, kâğıdın kokusunun kalbe dokunduğu o arşive götürdü. Bugün yalnız değildim. Stratejik düşünmeyi hayatının pusulası yapmış, her cümlenin omurgasını arayan Yaman ve ilişkilere, hissedişe, sessiz ayrıntılara kulak veren Elif yanımdaydı. İkisi de farklı yollarla hakikate yürür; bazen Yaman’ın hesaplı bakışı bir kapıyı açar, bazen Elif’in empatisi kilidi yumuşatır. Ve ben, ikisinin arasında, Osmanlı kayıtlarının kıvrımlarında bir kelimeyi arıyordum: “selef.” Tozlu Bir Defter, Saklı Bir İz: “Selef ü Halef” Ahşap masaya bıraktığımız defterin…
Yorum BırakKendine Gelmek Ne Demek TDK? Edebiyatın Dönüştürücü Gücü Üzerine Bir İnceleme “Kelimeler dünyayı değiştirir, anlatılar ise ruhu…” diyen bir edebiyatçı olarak, dilin, özellikle de günlük dilde kullanılan ifadelerin, insan ruhu üzerindeki dönüştürücü etkisini her zaman merak etmişimdir. Sadece iletişim aracı olmanın ötesine geçen kelimeler, bazen bir toplumun bilinçaltını, bazen de bireylerin içsel çatışmalarını açığa çıkarabilir. “Kendine gelmek” ifadesi, Türk Dil Kurumu’na (TDK) göre, “kendine hakim olmak, dağılmak, kontrolünü kaybetmemek” gibi anlamlara gelir. Fakat bu ifade, edebiyatın derinlikli bakış açısından bakıldığında çok daha katmanlı bir anlam taşır. Peki, “kendine gelmek” ne demektir? Edebiyatla kesişen bu basit ifade, bir karakterin içsel çatışmalarından…
Yorum Bırak